Sosyal medya platformu Twitter açıkladığı şeffaflık raporunda, dünya genelinde hükümetlerin endişe verici düzeyde içerik kaldırma ya da kullanıcı hesaplarının özel ayrıntılarını talep ettiklerini belirtti.

Şirket yirminci şeffaflık raporunda, geçtiğimiz yıl altı aylık dönemde yerel yönetim, eyalet yönetimleri ya da ulusal hükümetlerden yaklaşık 60 bin gibi rekor düzeyde yasal talep aldığını açıkladı.

2012 yılından bu yana şeffaflık raporu açıklayan Twitter’ın yeni raporuna göre, bu taleplerde Twitter’dan bazı hesaplardan içerik kaldırması ya da doğrudan mesaj veya kullanıcı yerleri gibi gizli bilgileri paylaşması istendi.

Twitter yetkilisi Yoel Roth, “Hükümetlerin hizmetimizi kullanan kişilerin kimliklerinin belirlenmesi, hesap sahipleriyle ilgili bilgi toplanması için yasal taktikleri kullanmaya çalışmalarında daha saldırgan olduklarını ve yasal talepleri kişileri susturmak için kullandıklarını görüyoruz.” dedi.

Rapora göre hesaplarla ilgili bilgi taleplerinin yüzde 20’sini Amerika oluşturuyor. Amerika’yı Hindistan takip ediyor.

Twitter kullanıcı hesaplarına ilişkin bilgi edinme taleplerinin yaklaşık yüzde 40’ını karşıladığını belirtiyor.

Twitter’dan en çok içerik kaldırılması talebinde bulunan ülke Japonya. Japonya’nın 23 bin içerik kaldırma talebinde bulunduğu belirtiliyor. Japonya’yı Rusya takip ediyor.

Gazetecileri hedef alan taleplerde büyük artış

Twitter 2021 yılının ikinci yarısında, hükümetlerden hesapları doğrulanmış olan gazetecileri ve haber kurumlarını hedef alan taleplerde keskin bir artış olduğunu belirtiyor.

Raporda hükümetlerin geçtiğimiz yılın Temmuz ve Aralık ayları arasında doğrulanmış gazeteci hesapları ya da haber kuruluşu hesaplarına ilişkin 349 yasal talepte bulunduğu kaydediliyor. Bunun da yüzde 103 oranında bir artışa işaret ettiği belirtiliyor.

Twitter raporunda gazetecilere yönelik taleplerin hangi ülkelerden geldiğine ya da bu taleplerin kaçını karşıladıklarına ilişkin bir döküm sunmadı.

Şirketin raporu duyurduğu sayfasında yapılan açıklamada, “Hükümetlerin gazetecileri hedef alan yasal taleplerindeki artış ve hesaplara ilişkin yasal taleplerin sayısında görülen artışla birlikte, küresel basın özgürlüğünü kısıtlama girişimlerine yönelik kaygı verici bir eğilim görmeye devam ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

CPJ: “Hükümetler gazetecileri sansürlemek için sosyal medya şirketlerini kullanıyor”

Gazetecileri Koruma Komitesi yöneticisi Rob Mahoney AP’ye gönderdiği yazılı açıklamada, “hükümetlerin eleştiren kişileri susturmak ve gazetecileri sansürlemek için sosyal medya şirketlerini kullandıklarını” belirtti.

Mahoney, “Hükümetlerin içerik kaldırılması ya da gazetecilere ilişkin bilgi taleplerindeki artış, artan sansür ve bilgi manipülasyonunda küresel düzeyde gözlemlenen bir eğilimin parçası. Sosyal medya platformları gazeteciler için hayati önem taşıyor ve bu platformlar eleştirel seslerin susturulmasına yönelik hükümetlerin gösterdiği çabaya direnmek için daha fazla şey yapmalı” dedi.

“Twitter’ı kullananların korunması konusundaki kararlılığımız aynı"

Twitter şeffaflık raporuna ilişkin yaptığı açıklamada, şirket olarak kamuoyuyla bilgi paylaşma yöntemlerini iyileştirmeyi amaçladıklarını ve bu yıl Twitter Moderasyon Araştırma Konsorsiyumu (TMRC) adlı bir birim kurduklarını kaydetti.

Twitter’ın bu program aracılığıyla platform moderasyonu sorunlarına ilişkin büyük çaplı veri setlerini, kamu yararı araştırmacılarından oluşan akademi, sivil toplum ve platform yönetişimi sorunlarını araştıran gazetecilik gruplarıyla paylaştıkları belirtildi.

Bu programın Twitter’ın platform manipülasyonu, devlet destekli enformasyon operasyonlarıyla bağlantılı olarak kaldırdığı hesaplar ve ağlarla ilgili veri paylaşımına odaklanacağı belirtildi.

Bu paylaşımlarla güvenilir ve alanında saygın araştırmacı ve akademisyenlerin verileri bağlamında değerlendirme imkanı bulabilecekleri belirtildi.

Şirket raporu duyurduğu internet sitesindeki açıklamasında, “Twitter’ı kullananların korunması konusundaki kararlılığımız değişmedi. Buna aktivist ve gazetecilerin; isimsiz kalmak isteyen hesapların ve kendi hükümetlerine karşı seslerini yükseltenlerin korunması dahil” ifadeleri kullanıldı.

Kaynak