TSK, Kürdistan Bölgesi sınırında ‘güvenli bölge’ oluşturacak iddiası

TSK, Kürdistan Bölgesi sınırında ‘güvenli bölge’ oluşturacak iddiası

Askeri uzman Cemal Vanlı, TSK’nin Haftanin ve Sinaht’ta başlattığı “Pençe-3 Operasyonu ile bölgede kalıcı olmayı düşünmesi halinde Kürdistan Bölgesi’nde fiilen “güvenli bölge” oluşturacağını söyledi.

A+A-

Askeri uzman Cemal Vanlı, TSK’nin Haftanin ve Sinaht’ta başlattığı “Pençe-3 Operasyonu ile bölgede kalıcı olmayı düşünmesi halinde Kürdistan Bölgesi’nde fiilen “güvenli bölge” oluşturacağını söyledi.

Türkiye Milli Savunma Bakanlığı bu sabah, Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinde bulunan Sinaht ve Haftanin bölgelerinde “Pençe-3” adıyla yeni bir operasyonun başlatıldığını duyurdu.

Pençe-3 operasyonu hakkında konuşan askeri uzman Cemal Vanlı, bu operasyonu anlamak için öncelikle Pençe-1 ve Pençe-2 adıyla yürütülen operasyonlar bakılması gerektiğini belirtti.

Vanlı, “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 27 Mayıs’tan bu yana Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinde bulunan ve harita üzerinde Türkiye, Rojhılat ve Kürdistan Bölgesi üçgeninde yer alan Hakurk’a yönelik ‘Pençe Harekâtı’ adıyla karadan ve havadan operasyon başlattı. Bu operasyon geçen yıldan beridir devam eden ‘Kararlılık’ adlı operasyonun devamıdır. İki taraf arasında 30 yıldan fazla bir süredir devam eden savaşta ilk defa TSK bu operasyonla PKK’nin stratejik kalelerinden birinde kalıcı olarak yerleşti. Hakurk’taki stratejik Lilkan, Şeyhzade, Karker Dağı ve sonrasında Şekif Dağı ile Abdal Kovi tepelerini kontrol etti” dedi.

“Hakurk, PKK’nin 1980’lerin başından beri kendisine bir cephe olarak tutuğu, bütün askeri faaliyetlerini örgütlediği önemli bir bölge” diyen Vanlı şöyle devam etti:

“Hakurk aynı zamanda bir taraftan Kandil’e, bir taraftan da örgütün Rojhılat üzerinden kuzeye açılması için önemli bir kapıydı. Zap ve Haftanin bölgeleri aynı orantıda PKK için stratejik yerler. Türkiye’nin Hakurk’tan sonra Haftanin’i seçmiş olması oldukça önemlidir. Birincisi Hakurk nasıl Rojhılat, Türkiye ve Kürdistan Bölgesi üçgeninde yer alıyorsa, Haftanin de Kürdistan bölgesi, Rojava ve Türkiye üçgeninde bulunuyor. Dolayısıyla Kürdistan Bölgesi’nin iki ucunun askeri açıdan kontrol edilmesi hedefleniyor.

Vanlı, Pençe-3 ile Türkiye’nin neyi hedeflediği sorusunu ise şöyle yanıtladı:

 “Haftanin örgütün Rojava ve Botan-Garzan-Mardin dediğimiz kuzey bölgelerine açılma kapısıdır. TSK bu operasyonla PKK’nin Rojava’ya ve Botan’la birlikte Şırnak, Mardin, Siirt taraflarına açılmasına engel olmayı hedefliyor. Eğer Hakurk’ta olduğu gibi, Haftanin’de de kalıcı olmayı planlıyorlarsa, bu Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinden fiilen bir güvenli oluşturacağı anlamına geliyor. Bu açıdan Türkiye’nin aslında Rojava’da oluşturmayı planladığı güvenli bölgeyi Kürdistan Bölgesi’nde de fiilen hayata geçirmeye başladığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla TSK, Kürdistan Bölgesi’nin iki ucunu kontrol altına alıp PKK’nin hareket alanını kısıtlamayı hedefliyor. Aynı zamanda PKK’nin kış hazırlıklarına da darbe vurmayı planlıyor. Bir de tabi Hakurk’tan sonra Haftanin’de de askerlerini yerleşmesi demek askeri açıdan PKK’ye karşı moral üstünlüğü sağlama anlamına geliyor” dedi.

Kürdistan Bölgesi sınırlarında bulunan ve PKK’nin uzun yıllar karargah olarak kullandığı, Hakurk, Zap ve Haftani’nin 2007 yılından beri TSK’nın yoğun bombardımanı altında bulunduğunu vurgulayan Vanlı, “Bu üç bölge PKK’nin 30 yılı aşkın bir süredir barındığı, örgütlendiği ve kuzeye açılma hattı olarak kullandığı bölgeler oluyor. PKK’nin eskiden beyni Şam’da olsa da ana gövdesi bu üç bölgedeydi ve örgüt bu sınır bölgelerindeki dağlık alanı çok etkili bir şekilde kullandı. Türkiye geçmişte defalarca bu bölgelere sınır ötesi operasyonlar düzenledi ancak sonuçta geri çekilmek durumunda kaldı ve bu operasyonlarla arzuladığı sonucu alamadı. 2007’den beri ise havadan İHA’larla günlük gözetleyip havadan yoğun bombardımanla örgütün hareket kabiliyetini sınırlandırmayı ve yıldırmayı deniyor. PKK son yıllarda bu saldırılarda birçok kayıp da verdi” diye konuştu.

Cemal Vanlı, “TSK’nın adımları PKK’nin faaliyetlerini kısıtlamakta başarılı olur mu?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Aslında bu tür askeri operasyonlarla sonuç alınacağını veya en azından kalıcı bir çözüm bulunabileceğini sanmıyorum. Sorunun özü var olduğu müddetçe ne kadar tırmanırsa tırmansın savaş ve zor yoluyla taraflar nihai sonuca ulaşamaz. Bu her iki tarafı da yıpratır. Bunu herkes çok iyi biliyor. Ancak bu işin siyasi boyutu. Askeri kısmına gelirsek. Elbette Hakurk’ta olduğu gibi Haftanin ve Sinaht’ta TSK’nın yerleşmesi demek PKK’nin hareket alanının daralması demek oluyor. Ancak bu örgütü felç eder diyemeyiz. Çünkü PKK cephe savaşı değil ve gerilla tarzı ile savaşan bir örgüt. Her halükarda kendisini bu duruma göre de konumlandırabilir.”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.