Osman Aydın Yazdı: İki Coğrafya, İki Kişilik

Osman Aydın Yazdı: İki Coğrafya, İki Kişilik

Tarihçi yazar Osman Aydın sosyal medya hesabında Mezopotamya ve Orta Asya’yı ile Asurbanipal ve Hülagu’yu yazdı.

A+A-

Osman AYDIN

İki coğrafya ve bu coğrafyaların ürünü olan tarihsel iki kişiyi karşılaştırmakta yarar var. Aralarındaki farkın korkunç çarpıcılığı çok net.

Birinci coğrafya dağların, suların ve ovaların uyum içinde yarattığı Mezopotamya’dır. Bu coğrafyada ufuk her yerde sonsuz değildir. Çoğu yerde sınırlıdır, dardır. Burada yaşayan insanlar bu daralan ufkun içinde oturup, bir şeyler yaratmakla meşgul olurlar. Orada dünyanın önemli medeniyetlerinden birinin doğmuş olmasının bir nedeni, insanın bu coğrafya ile olan ilişkisinde saklıdır.

Bahsetmek istediğim kişilik ise ASURBANİPAL’dir.

Babası Asurahiddina’dan sonra onun hükümranlık dönemi. MÖ 668-627 yılları arasında devam etmiştir. Dindar biridir. Asur ve Babil'deki önemli kutsal yerlerin çoğunu restore ettirmiştir. Ninova’daki saray ve İştar Tapınağı, restore edilen yapılardan iki örnektir.

Asurbanipal'in tarihteki önemi sadece başarılı bir komutan ve fatih olması değildir. Onu asıl önemli kılan bilim, sanat ve din gibi konulardaki başarılı çalışmalarıdır. Ninova’da Orta Doğu'nun ilk sistematik kütüphanesini kuran insandır. Çağının tarihi tutanaklarını, kendisinden önceki zamanlara ait ilahilerini, şiirlerini, bilimsel ve dinsel metinlerini bir araya toplatmıştır. Görevlendirdiği adamları tarafından Babil, Uruk ve Nippur’daki arşivleri taratmış ve Mezopotamya 'da daha önceki çağlarda kullanılan Sümerceyle yazılmış bu metinleri kopya ettirip, Akad-Sami dillerine çevirttiğini kendisi söylemektedir. Gılgamıs Destanı da onun sarayında orijinaline uygun olarak yeniden yazılmıştır.

Onun kurduğu muazzam kütüphaneden günümüze kalan yaklaşık 20.720 tablet British Museum'da sergilenmektedir.

Asurbanipal güzel sanatların da koruyucusuydu.

İkinci coğrafya Orta Asya coğrafyasıdır. Geniş steplerin ve çöllerin yer aldığı bu coğrafyanın ufuk hattı son derece geniş ve içinde ciddi fiziki engellerin olmadığı uçsuz bucaksız düzlüklerden oluşmaktadır. Bu coğrafyada yaşayan insanların arzuları ve istekleri de sınırsızdır. Doymak bilmezler ve ihtiraslarına engel tanımazlar. Çünkü yaşadıkları coğrafya böyle bir yapıda. Alabildiğince yayılma duygusu yaratan, doymayan, kimseyi önemsemeyen, yayıldıkça istila ve talan kültürünü yaşatıp, geliştiren insan tipi doğar bu coğrafyada.

Böyle bir coğrafyada doğan büyüyen ve yetişen diğer kişilik ise HÜLAGU (1217 – 8 Şubat 1265).

Babası Cengiz Han’ın en küçük oğlu Toluy’dur, Annesi Sorgaktani Hatun ve karısı Dokuz Hatun’dur. İkisi de dindar Nasturi Hıristiyanlardı.

Hülâgu, 1255 yılında ağabeyi Mengü Han’ın verdiği görevle Orta Doğu coğrafyasının fethine koyuldu. Hülagu komutasındaki istilacı Moğollar pek çok yeri istilâ ettikten sonra 13 Şubat 1258'de uzun süren çatışmaların ardından Bağdat’a girdi. Anlatılanlara göre şehir 40 gün yağma edildi. Talan ve yağma kültürü, burada bütün marifetini kustu. Bu istila sırasında çok sayıda insan katledildi. Bazı kaynaklar 90,000 kadar olduğunu söylerken, tarihçi Abdullah Wassaf birkaç yüz bin kişiden bahseder. Hülâgu ise zamanın Fransa kralı IX. Louis'ye gönderdiği mektubunda ordusunun yaklaşık 200,000 kişiyi öldürdüğünü söylemektedir.

Tarihi değeri olan cami, saray, kütüphane, hastane ve kültürel yapılar yağmalandı ve yok edildi. Halifeye öldürülmeden önce halkının katledilmesi ve şehrinin talan edilmesi izletildikten sonra Halife keçeye sarılıp, atlar tarafından çiğnetilerek öldürüldü. Kütüphanelerdeki tüm kitaplar Dicle’ye atıldı. Tarihçiler nehrin günlerce mürekkep renginde aktığını beyan ederler. Bu tarihten itibaren Müslüman coğrafyada yaratılan uygarlık duraklamaya ve gerilemeye başladı.

Kürtler birinci coğrafyanın insanı olarak kendilerini asırların ötesinden bugüne taşıma becerisi gösterirken, genlerinde ikinci coğrafyanın kültürü bulunanlar tarafından yönetilmekten kurtarma becerisi gösteremediler.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.