Öğretmenlere güvenlik soruşturması: İnsanları damgalamanın yeni yöntemi

Öğretmenlere güvenlik soruşturması: İnsanları damgalamanın yeni yöntemi

.

A+A-

Güvenlik soruşturması teklifi genişledi. Kamuya ilk kez atanacak öğretmenlere de güvenlik soruşturması yapılacak. Eğitim sendikaları yargıya başvuracak.

 AK Parti’nin, kamu görevine ilk kez ya da yeniden atanacaklara güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması getiren teklif küçük değişikliklerle kabul edildi. Muhalefetin itiraz ettiği eşin anne babasının da araştırılmasını öngören "sıhri hısımlar" tekliften çıkarılırken son dakika değişiklikle öğretmenler de 'güvenlik soruşturması' kapsamına alındı.

AK Parti’nin verdiği önergeyle yapılan değişikliğe göre teklifin ilk halinde sadece "arşiv araştırması" öngörülen öğretmenlere ayrıca güvenlik soruşturması da yapılacak. Eğitim alanında faaliyet gösteren sendikalar, Anayasa Mahkemesi’nin daha önce 2 kez iptal ettiği güvenlik soruşturmasına öğretmenlerin de dahil edilmesine tepkili.

‘ÖĞRENCİLERİMİZ İKTİDARA BAKAN ÖĞRETMENLER TARAFINDAN YETİŞTİRİLECEK’

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Başkanı Nejla Kurul’a göre Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte iptal kararı verdiği bir konunun, önce sadece güvenlik alanını içerecek şekilde düzenleyip sonrasında diğer kamu çalışanlarının da ekleyerek yeniden gündeme getirilmesi “kamusal alanın tasfiyesi” anlamına geliyor.

“Bu bakış açısı, toplumdan tamamen kopuşla aynılığı üreten, kendi görüşünden insanlarla çalışmak isteyen despotik devlet anlayışına da karşılık geliyor” diyen Kurul, öğretmenlerin hali hazırda atama başta olmak üzere çok sayıda sorunun olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla ‘devlet güvenliğine tehdit’ deyip insanları elemenin, ayıklamanın, damgalamanın yeni bir yöntemini getiriyorlar. Bu parti devletleşme süreci çok olumsuz. Çünkü eğitim alanı bir söylem alanı ve demokratik bir alan. Çoğul bütün renkleriyle insanların karşılaştıkları bir alan. Artık öğrencilerimiz belli öğretmen tipleriyle, itaatkâr, boyun eğen, mesleki özerkliğini yitirmiş, mesleğinin değerine bakmak değil iktidara bakan öğretmenler tarafından yetiştirilecek. Bu Türkiye’nin kendine güvenli, eleştirel insanlarının sayılarının azalması demek.”

‘TEKLİFİN REDDEDİLMESİNİ İSTİYORUZ’

Meclis’in üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek teklifin reddedilmesi gerektiğini belirten Kurul, yarım milyonun üzerinde atanamayan öğretmen olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milli Eğitim Bakanlığı’nın, siyasal iktidarın atanmayan öğretmenlerin tamamını farklı işlerde istihdam edecek bir istihdam projesi olmadığı için, “Yetersizsin. Ne sınavlarda iyisin ne de güvenlik soruşturmasından geçtin. Bu senin kusurun” diyen bir yaklaşımla insanları güçsüzleştirmeye, kamudan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. ‘Tehdit’ diyerek toplumun içerisinde düşmanları giderek arttırarak ülkeyi yaşanmaz hale getiriyorlar. Sendikamız buna karşı direnmeyi sürdürecek.”

ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERE ÇAĞRI

İktidarın, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması uygulamasının kapsamını genişletebileceğini, sistemin içerisinde görevde olan öğretmenlerin de bu süreçten etkilenebileceğini belirten Eğitim-Sen Başkanı Kurul, özellikle henüz atanmamış öğretmenlerin güvenlik soruşturmasına tepki göstermesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“Eğitim-Sen, sokaklarda, eylem alanlarında, düşünce alanında mücadelesini sürdürmeye devam edecek. Bu mücadele sürecinde ataması yapılmayan öğretmenler önlerine konulan bu set karşısında bizlere destek vermeleri gerekiyor. Kamu emekçileri alanı giderek güvenceli alan olmaktan çıkıyor ve bu alana girişte de eleme mekanizmaları belli bir tipolojiye işaret ediyor. Kuşkusuz alanlarda olacağız ve Türkiye kamuoyundan destek bekliyoruz.”

‘VATANDAŞLIK HAKLARI MAİYETİNDE YANLIŞ BULUYORUZ’

Güvenlik soruşturmasına öğretmenlerin dahil edilmesi kararını “yanlış” olarak niteleyen Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Başkanı Orhan Yıldırım’a göre teklif bütünüyle “suç bireyseldir” kabulüne aykırı. Ataması yapılacak kişinin ailesinin ya da akrabalarının, geçmişte yaşadığı herhangi bir suç teşkil edebilecek bir olayın devlet memuru olarak atanmasını engelleyecek bir şekilde yorumlanmasını ve kişinin mesleğe başlamasının engellenmesini doğru bulmadıklarını belirten Yıldırım şunları söyledi: 
“Bunun tek bir süreci olabilir. Ancak üst mercilerde, güvenlikle ilgili mercilerde bu yapılabilir. Bunun dışında kişinin devletteki herhangi bir kamu görevine girmesinin güvenlik soruşturması bahanesi altında, somutlaşmayan, daha önce mahkemelerde kesinleşmemiş bir şeyle mesleğe başlamasının engellenmesini vatandaşlık hakları maiyetinde yanlış buluyoruz.” 

‘ÇOK SAYIDA İNSANIN HAKKI YENİYOR’

Güvenlik soruşturması süreçlerinin aylarca sürdüğünü ve göreve başlama sürecinde sorunlara neden olduğunu ifade eden Yıldırım, teklif yasalaştığında Eğitim- İş olarak hukuki süreçlere başvuracaklarını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Güvenlik soruşturması sürecinde yapacağınız tek bir şey vardır. Adliyeye gidersiniz, adli sicilinize bakarlar ve suçunuz varsa orada gözükür. Bunu başka bir yere sormanın hiçbir anlamı yoktur. Kişinin suçlu ya da terörist olup olmadığının kaydı adliyededir. Bunun dışında kişinin kendi çevresinden, ailesinden, geniş akraba çevresinden böyle bir şeye yorum yapılmasının doğru olmadığı düşüncesindeyiz. Eğitim- İş buna daha önce de tepki göstermişti. Çünkü çok sayıda insanın hakkı yeniyor. İnsanların herhangi bir kamu kurumunda çalışabilmesinin önü kapatılıyor. Anayasa ve uluslararası yasalar uyarınca suç şahsidir. Teklifle bunun aksi yönünde bir tutum benimseniyor. Gerekli hukuki girişimlere başvuracağız.”

KHK’LERLE MEB’DEN İHRAÇ SAYISI 35 BİN

Eğitim Sen’in 2018 yılında hazırladığı rapora göre, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle Millî Eğitim Bakanlığı’ndan 34 bin 393, Yükseköğretim Kurumlarından ise 7 bin 312 kişi ihraç edildi. Güvenlik soruşturmasının öğretmenlere de uygulanmasına yönelik Meclis’te görüşmeler devam ederken KHK’yle ihraç edilen yüzlerce öğretmen ise OHAL Komisyonu’nu tarafından başvurularının karara bağlanmasını bekliyor.

Serkan Alansalan/Gazeteduvar

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.