Nusaybin davasında tutuklular savunma yapmayı reddetti

Nusaybin davasında tutuklular savunma yapmayı reddetti

Nusaybin’de, sokağa çıkma yasakları sırasında tahliye edildikten sonra tutuklanan 53 kişinin yargılandığı davanın iki gün süren üçüncü duruşmasında tutuklular cezaevindeki koşullar nedeniyle savunma yapmayı reddetti.

A+A-

Duruşmada söz alan avukatlar ise müvekkilleri hakkında somut delil olmadığına vurgu yaparak, “Bu davada ‘düşman hukukunun’ uygulanacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Mardin’in Nusaybin ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının devam ettiği 26 Mayıs 2016 tarihinde tahliye edildikten sonra tutuklanan 53 kişinin yargılandığı davanın Pazartesi günü başlayan üçüncü duruşması bugün tamamlandı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) binasındaki konferans salonunda gerçekleştirilen yargılamaya Tokat ve Erzurum cezaevlerinde bulunan tutuklular getirilirken, diğer tutukluların savunmalarının Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla alınmasına karar verildi.

Duruşmanın iki gününde de tutuklu yakınlarından yalnızca 10 kişi salona alındı.

Duruşmanın ilk günü: Cezaevindeki koşullara tepki

Pazartesi günü kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada konuşan tutuklular cezaevindeki koşullara tepki gösterdi.

Tokat T Tipi Cezaevi’nde tutuklu buluan Hamit Acun, birçok tutuklu arkadaşının duruşmalara getirilmediğini belirterek, “Avukatlarımızla görüşme ihtimalimiz çok sıkıntılı. Bize sürekli baskı uyguluyorlar” dedi. Acun, gözaltına alındığı sırada maruz kaldığı işkenceye ilişkin şunları söyledi:

“Dişim ve burnum kırıldı. Boynumda fıtık oluştu. Ama hala tedavi edilmiyorum. Çoğu arkadaşımızın vücutlarında şarapnel parçaları var. Ama ne ilaç veriliyor ne de tedavi ediliyorlar. Üç yıldır tedavi edilmek için talepte bulunuyorum. Savunmamı hazırlamadım. Bu sıcakta 12 saat yol çektim. Doktorun rapor vermesini talep ettim. Ama bana ‘senin hayati tehliken yok, o yüzden gidebilirsin’ dedi.”

Acun’un konuşmasının ardından söz alan avukatı Zühat Bilen ise, “Bu davada ‘düşman hukukunun’ uygulanacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

İddianamede trafik kazasında hayatını kaybeden bir güvenlik görevlisinin ölümünden tutukluların sorumlu tutulduğunu belirten Bilen, “Müvekkillerin yasakta orada bulunmaları dışında tek bir somut delil yok. Bu tutukluluk durumlarının mahkeme tarafından teker teker değerlendirilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

Duruşmaya verilen öğle arasından sonra konuşan tutuklu Osman Uçar ise, cezaevinde savunmasına el konulduğunu belirtti.

Tutuklu Fırat Çiftçi de “Ailelerimizle sorunsuz bir şekilde görüşmediğimiz ve bütün arkadaşlarımız buraya gelmeyene kadar savunma yapmayacağım” dedi ve ekledi: “Bundan sonraki yargılamalara katılmak istemiyorum. Koşullar düzelmediği sürece kimse de savunmasını vermeyecek.”

İkinci gün: Tutuklular savunma yapmayı reddetti

Çok az sayıda tutuklunun getirildiği duruşmanın ikinci gününde ilk olarak iddia makamına söz verildi. İddia makamı tutukluların tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

Daha sonra duruşma salonuna getirilmeyen bazı tutukluların, tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS aracılığıyla ifadesi alınmak istendi. Tutuklular, SEGBİS ile savunma yapmayı reddederek, duruşma salonuna getirilmeyi talep etti.

Tutuklu Fırat Çiftçi, duruşmanın ilk gününde olduğu üzere ikinci günde de “Hasta olan arkadaşlarımızın tedavi edilmesi gerek. Siz Anayasaya aykırı davranıyorsunuz. Bütün arkadaşlarımız buraya gelmeden, bizi de mahkemeye getirmesinler. Savcının mütalaasından da hiçbir umudumuz yok” diye konuştu.

Tutuklu Sadık Tan’ın avukatı Rengin Ergül ise, müvekkilinin adının mütalaada bile geçmediğini vurgulayarak, “Savcılıktan işkence dosyasını kavga ederek alabildim. İşkence görüntülerini istediğimde savcılık utanmadan, ‘Eğer böyle yaparsınız dosyaya takipsizlik kararı veririm’ dedi” ifadelerini kullandı.

Duruşma 15 Ekim’e ertelendi

Mahkeme heyeti, savunma yapmayan tutukluların bir sonraki duruşmaya kadar savunma yapmasını, aksi halde “susma hakkını” kullanılmış sayacağını kararlaştırdı.

SEGBİS ile savunma yapmak istemeyen tutukluların salonda hazır bulunma taleplerini kabul eden heyet, Kürtçe savunma için ise Adalet Bakanlığı’ndan tercüman talebinde bulunma kararı verdi.

Heyet ayrıca avukatların dosyaya dahil edilmesini talep ettikleri işkence ve gözaltı görüntülerinin inceleneceğini belirterek, geriye kalan tüm talepleri reddetti.

Tutukluların tutukluluk hallerinin devamına karar verilen duruşma 15 Ekim tarihine ertelendi.

 

(karınca)

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.