Newşirwan Mistefa'nın ardından

Newşirwan Mistefa'nın ardından

Haluk Yıldızhan

A+A-

Biz henüz gençlik yaşlarımızın başında, 12 eylülün üzerinden bir kaç ay geçmiş, grup olarak aldığımız karar gereği Güney Kürdistan'a gitmiştik; YNK'nin ana karargahına; daha sonra bizimde uzun zaman karargah olarak kullanacağımız Nawzeng'e...


Nawzeng'e geldiğimizin henüz ilk günlerinde, daha kendi yerlerimize geçmemişken, Xecé'nin meqar'ında toplanacaktık bir kaç arkadaşla. Odaya girdiğimizde, odada bizden oldukça büyük, 36- 37 yaşlarında,kekovarí görünümlü, bıçkın, oturduğu yerden bile uzun boylu olduğu anlaşılan, ancak konuşurken gülümseyebilen sert yüzlü biri ile tanıştırdı Xecé bizi. O anda ilk tanışmanın getirdiği belirsizliği içinde bu belki fizyolojik yapısından ama daha çok da sigaradan kalınlaşmış tok ve boğuk sesli adamı pek algılayamadım: benim için pek bir şey ifade etmedi Newşírwan Mıstefa ismi...


Aradan günler, haftalar geçince giderek tanıdım; onun, Yekíti'nin içindeki en büyük, en örgütlü, en genç ve en dinamik bir yapı olan Komela'nın lideri olduğunu ve Yekíti'de Mam Celal'den sonra ikinci adam olduğunu ve peşmergeler tarafından en çok sevilen komutan olduğunu...Sonra sonra öğrendim onun Bagdat Üniversitesini bitirdiğini, Avusturya'da Viyana Üniversitesinde lisans tamamladığını, Güney Kürdistan'ın çok önemli bir entellektüeli olduğunu...


Benim onu tanıdığım dönemden bu yana çok şey değişti, köprülerin altından çok sular aktı. Kürdistan, Halepce ve Enfal'i, ardından ise bugün bağımsızlık sürecine doğru giden bir sürü şeyi yaşadı.


Daha sonra ise, Newşírwan Mıstefa, önce YNK'den ayrıldı ve bir süre sonra, Goran ( Değişim) Hareketini kurdu.


Goran, bana göre, çıkış itibarı ile, çoğulculuk adına, çok seslilik adına, demokrasi adına ve sisteme ilişkin yaptığı eleştirileri( rüşvet, kayırmacılık vs.) ile doğru bir hareketti. Zaten bunun sonucunda, önemli bir seçim başarısı sağlayarak G.Kürdistanda üçüncü ve önemli bir güç oldu.


Sonraki halleri ise ciddi bir tartışma konusudur.


Tartışılır kılınmak, bir insanın elli küsur yıllık mücadelesini, kararlı duruşunu, mücadele azmini, önemli bir Kürt entellektüeli olmasını, ciddi ve güvenilir bir lider olmasını, sevilip sayılmasını ortadan kaldırmaz; adı üstünde, tartışılır kılar...


Zaafları yok muydu; elbette vardı: sertti, uzlaşmazdı ama en önemlisi, kafası, 1978 Şemdinli vakasında kalmıştı;YNK- Qıyadeyé Muvakkat çatışması sonucu olanlar ve Elí Eskerí'nin ölümü onda önemli bir travmaya sebep olmuş ve bunun sonucu iflah olmaz bir Anti-KDP ve anti- Barzani, siyasetinin odağı olmuştu.


Ne yapalım, herkes ille bir şeyci ve ille birinden taraf olmayacağına veya olamayacağına göre ve farklılıklarımızla birbirimizi tamamlayacağımıza göre, bırakalım buna tarih karar versin...


Ama bildiğim bir şey var, Kürdistan'ın tarihi yeniden yazılacaksa, Newşírwan Mıstefa bu tarihin önemli bir yerinde olacak, Kürdistan'a adanmış bir ömür muhakkak değerini bulacak...


Güle güle Newşírwan Mıstefa güle güle...Yaptıklarınla ve yapamadıklarınla...

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.