Kürdistan Bölgesi Yönetimi bir rol modelidir

Kürdistan Bölgesi Yönetimi bir rol modelidir

Ortadoğu’da ve özellikle de Irak’taki Kürt meselesinin ilk anayasal çözümünü temsil eden Başur Modeli, esasen Kürt coğrafyasının bütün parçalarında uygulanabilir rasyonel bir model olma özelliğini de hala koruyor.

A+A-

 

Ali Fikri Işık

France24 televizyonuna konuşan Başbakan Mesrur Barzani, “Irak halkının meşru taleplerini destekliyoruz. Irak Hükümeti’ni kurmakla görevlendirilen adayın siyasiler ve halk tarafından desteklenmesini umuyoruz” dedi.

Irak’ta hükümeti kurmakla görevlendirilen Muhammed Tevfik Allavi’nin halk ve siyasiler tarafından desteklenmesini umduğunu vurgulayan Başbakan, Allavi’nin söz konusu desteği alarak başarılı olabileceğini ifade etti.

Iraklı göstericilerin büyük çoğunluğunun reform istediğini kaydeden Başbakan, “Göstericilerin büyük çoğunluğu yolsuzluğun bitirilmesini ve iyi bir şekilde yönetilmeyi istiyorlar. Biz halkın bu tür meşru taleplerini tümüyle destekliyoruz. Bazı zamanlarda siyasi ajandayı karıştırdılar ve konuyu bir aşamaya kadar daha krizli hale bürüdüler” ifadelerini kullandı.

Başbakan Mesrur Barzani’nin “Irak halkının meşru taleplerini destekliyoruz” söylemi, sadece merkezi Irak siyasetine dair akli selim bir umudu ifade etmiyor; söz konusu söylem, aynı zamanda aynı anayasal hukukun bir parçasını temsil ettiği için de rasyonel çözümler için bir rol modelliğine işaret ediyor.

Kürdistan Bölgesi, federal devlet olma niteliğiyle, Irak merkezi iktidarının alabileceği biçimler bakımından bir seçenek olma potansiyelini koruyor. Eğer Irak halkının talepleri, daha çok demokrasi ve insan haklarıysa, uygulamalı adres hiç şüphesiz Kürdistan Bölgesi’dir.

Iraklı protestocu eylemcilerin motivasyon kaynaklarından biri, Kürdistan Bölgesi’nde her vatandaşın eşit şekilde faydalandığı demokrasi tecrübesidir. Aslında bu tecrübe Ortadoğu haklarının hiç yaşamadığı ve derin özlemini duyduğu ilham verici büyük bir tecrübedir. Demokratik temsilde hem dinsel, hem etnik ve hem de dilsel temsilin anayasal güvenceye alınması ve ayrımsız, kararlı biçimde uygulanması, takdir etmek gerekir ki çok umut vericidir. Tarihin ironisi, şakası ya da gecikmiş hükmü olarak, Kürtlerin bu tecrübeye öncülük ediyor olmaları, elbette tesadüflerle açıklanamaz. Bu tarihsel tecrübe, hiç kuşkusuz Kürtlerin ontolojik varlığı ve ruhunu bu varlığın acılarla örülü belleğinden alan, kültürel şekillenmesinin kaçınılmaz sonucudur.

Ortadoğu’da ve özellikle de Irak’taki Kürt meselesinin ilk anayasal çözümünü temsil eden Başur Modeli, esasen Kürt coğrafyasının bütün parçalarında uygulanabilir rasyonel bir model olma özelliğini de hala koruyor. Söz konusu model Ortadoğu ölçeğinde mercek altına alınınca, ölçekleri biraz daha büyütmek koşulluyla, bütün Ortadoğu devletlerine siyasi model olarak önerilebilecek, son derece gerçekçi ve sürdürülebilir bir siyasi rejim niteliği de taşıyor.

Bana kalırsa başta ABD ve Avrupa birliği olmak üzere, diğer küresel güçlerin Kürdistan Bölgesi Yönetimine dönük ilgilerini böyle okumak lazım gelir. İran, Suriye, Irak ve Türkiye’nin mevcut dinsel, etnik ve dilsel sorunlarına çözüm bulamıyor oluşları, Başur yönetiminin cazibesini daha da artırıyor. Irak ve Suriye’deki yeni gelişmeler, bu ülkedeki sorunların çözümünden kendini sorumlu tutan güçlü devletler nezdinde, Başur yönetimi çok daha fazla değerli hale gelecek. Başur yönetimi, zaten Irak için gözle görülür bir iç çözüm alternatifidir. Dolayısıyla bu merkezi pozisyon, tarafların gözünün içine sokacak kadar daha görünür kılınmalıdır.

Astana mutabakatının çökmesinden sonra, Suriye sahasında Türk - Rus ilişkileri giderek, kaçınılmaz şekilde gerginleşecektir. Bunu anlamı şudur: Rusya Tıpkı ABD gibi Başur yönetimiyle daha yakın ve daha sıcak ilişkiler kurmak zorunda kalacaktır. Türkiye ile gerginleşen Rusya, gözünü Rojava’daki Kürtler daha çok çevirecek ve Rojava için tasarlanan çözümlerin iknası için Başur’un desteğine daha muhtaç hale gelecektir.

Bu yazı ilk olarak k24’te yayınlanmıştır.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler