Urartu Kralı II. Rusa tarafından 2 bin 700 yıl önce küçük bir akarsu vadisinin önünün kapatılmasıyla oluşturulan Keşiş Göl’ü yaklaşık iki ay önce tescillenerek ismi Turna Gölü olarak değiştirildi. “Kesin Korunacak Hassas Alan” olarak belirlenen gölde son zamanların en derin çekilmesi yaşanılıyor. Gölde meydana gelen çekilmeye dikkat çeken TMMOB Van İnşaat Mühendisleri Odası Van Şube Başkanı Mihail Atik, antik bir yapı olan Keşiş Gölü’ne en büyük zararın isimi değiştirilerek verildiğine ifade ediyor. Antik, gölde yaşanan çekilmenin en büyük sebebinin insan müdahalesi olduğunu dile getirdi.

‘TESCİLLENME YÖNTEMSEL OLARAK YANLIŞ’

Mihail Atik, Keşiş Gölü’nün ismi değiştirilerek Turna Gölü olarak tescillendiğini belirterek, tescillenmenin de yöntemsel olarak yanlış yapıldığını ifade etti. Verilen yeni ismin kent sakinleri tarafından bilinmediğini belirten Atik, korunması için tescillenen göl etrafındaki DSİ betonlaşmasına da dikkat çekti. Atik, “Bu tür doğa harikalarını tescilleyen bir kurum var. Bu kurum buraları tescillerken buranın korunması ve yaşatılması için önlem alması gerekiyor. Ama maalesef tescillenme yöntemsel olarak yanlış yapılıyor. Hatalı yapılıyor. Yapılırken politik amaçlar güdülüyor. Bu gölü tescillerken gölün ilk adını değiştirerek başladılar. Birinci hata zaten burada başlıyor. Bu gölün isiminim değiştirerek bu gölü koruyamazsın. Bu göle bir isim verilmiş, kentli insana sorarsan bu isimle gölü tanımıyor zaten.”

‘GÖL YOL OLACAĞI MESAJI VERİYOR’

DSİ’nin göl kenarındaki yapılaşmalarına dikkat çeken Atik, bu yapılaşmaların gölün yer altı ve yer üstü kaynaklarına zarar verdiğine dikkat çekti. Atik konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi. “Çünkü gölün belli bir karakteristiği var. O göl ne zaman doygunluğa ulaşırsa o zaman işlev göremeye başlar. O zaman etrafını beslemeye başlar. Ama böyle yapılarla sen ona müdahale ediyorsun. O istemeden de sen suyunu tahliye edebiliyorsun. Suyunu azalta biliyorsun. E bir yerden sonra suyu azalıyor. Suyu azalınca da yer altı sularıyla beslenmeye başlıyor. Onu çekmeye çalışıyor. Onu da tüketince görüldüğünüz gibi toprakta çatlamalar başlıyor. Göl bu yarılmalarla yok alacağı mesajları veriyor.

Milattan önce 685-645 yıllarında hüküm süren Urartu Kralı II. Rusa tarafından Erek Dağı'nın eteklerinde akarsu vadisinin önünü kapattırmasıyla oluştuğuna inanılan göl, özellikle ilk baharda yeşilin, mavinin ve rengarenk çiçeklerin buluştuğu eşsiz manzarasıyla insanları cezbediyor.Yoğun insan ziyaretinin olduğu bu antik göl, yaşanan kuraklıkla birlikte yok olacağına ilişkin kaygıların oluşmasına yol açıyor.

İdris Yılmaz /Gazeteduvar