İHD: 10 yılda zırhlı araçların çarptığı 63 kişi yaşamını yitirdi

İHD: 10 yılda zırhlı araçların çarptığı 63 kişi yaşamını yitirdi

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır şubesi, zırhlı araç çarpması sonucu yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı

A+A-

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır şubesi, zırhlı araç çarpması sonucu yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubesi, son 10 yılda zırhlı araç çarpması sonucu yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı. 
 
İHD'nin raporu, askeri ve polisiye zırhlı araçlarının kentlerin yerleşim alanlarında kullanımı sonucu meydana gelen hak ihlallerini inceliyor. Son 10 yılın verilerinden derlenerek hazırlanan raporda, "Son 10 yılda en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti. 63 vakanın sonucunda; 16’sı çocuk ve 6’sı kadın olmak üzere toplamda 36 yurttaş hayatını kaybetti. Bu olaylarda yaralanan 85 yurttaştan kimileri ise, fiziksel kayıplarla yaşamını sürdürmek durumunda bırakıldı. Meydana gelen ölüm ve yaralanmaların, en çok çocuk ve yaşlı yetişkinleri etkilediği görülüyor" bilgisi yer aldı.
 İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytu, rapor hazırlanırken, yaygın bir hal almış olan zırhlı araç çarpmalarının olağan bir kaza mı, yoksa resmi hata ve ihmallerin bir sonucu mu, sorularına yanıt almanın hedeflendiğine dikkat çekti.
 
Raporda ayrıca, "Zırhlı araçlar; kullanım amacına göre farklı boyutlar ve özelliklere sahiptir. Yüksekliği, genişliği ve sivil araçların aksine uzun süreli kullanım deneyimine bağlı olan zırhlı araçların, kent trafiğine uyumluluğuna dair ulaşılmış olumlu tespitler var mıdır? Varsa bile kamuoyunca bilinmemektedir" tespiti yapıldı.


Cezasızlık failleri cesaretlendiriyor 


Benzer olaylarda fail veya faillerin cezasızlıkla cesaretlendirildiği ifade edilerek, "Bu olayların faillerinin açılan soruşturma ve/veya davalarda az bir ceza alması veya beraat edilmesi sonucu, yargısal süreçlerin adeta bir cezasızlığın tezahürü olarak karşımıza çıkması, aynı zamanda bu olayların faillerini cesaretlendirmekte ve hukuki bir yaptırımla karşı karşıya bulunmayacakları güveni kazandırmaktadır. Olaylar böylelikle yaygınlık kazanmakta ve olayların zırhlı araç sürücülerinin kent trafiğinde düzensiz ve keyfi bir tavır içerisinde bulunmalarına yol açmaktadır.
Hukukun üstünlüğü ilkesi, fail/failler kim olursa olsun hesap verilebilirliğinin koşullarını yasal güvencelerle sağlamak, mağdurların adalet talebini karşılamak ve ihlallerin gerçekleşmesini engellemekle mümkündür.  Mevcut hukuk düzeni içerisinde kendini yasal, yargısal, idari ve fiili her alanda dokunulmazlık mekanizmalarıyla gösteren cezasızlık politikası, yalnızca mağdurları değil, toplumun tüm kesimlerini ve demokrasiyi olumsuz bir şekilde etkilemektedir" ifadesine yer veridi.
 
"Soruşturmalar eksik yürütülüyor"

Rapordaki bilgileri paylaşan Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, şunları söyledi:
"Zırhlı araçların yerleşim mekânlarında kullanımının artırılması ve hukuki-idari denetimden yoksun bir şekilde kullanılması sonucunda gerçekleşen olaylar, tüm hatları ve niteliği ile bir suç teşkil etmesine karşın fail/faillerin yasama, yürütme ya da yargı birimleri tarafından doğrudan ya da kanun hükümleri kullanılarak yargılamadan muaf kılınması veya olması gerekenden daha az cezaya mahkûm edilmesi sağlanıyor. Zırhlı araç çarpması nedeni ile hazırlanan dosyalarda, idari ve adli soruşturmaların eksik, yanlı ve fail/failler konumundaki kolluk birimini aklayacak şekilde, bilgilerin yine ilgili kolluktan temin edilerek oluşturulduğuna rastlanılmıştır. Soruşturma makamlarının eylemin oluşumundan itibaren,  zırhlı aracın sürücüsü kamu görevlisinin görevi icrasında gerçekleşen trafik kazası ön kabulü ile hareket ettikleri görülmüştür.
 
Zırhlı aracın çarpması neticesinde eylemin gerçekleşmesi ile birlikte olayın olduğu yerin en üst düzey idari ve adli amirinin kamuoyunu yanıltan ve çoğunlukla olayı kriminalize eden açıklamalar yaptıkları görülmektedir. Soruşturma işlemi yapan adli ve idari birimlerin üst düzey kamu görevlilerinin açıklamaları doğrultusunda işlem yaptıkları gözlemlenmiştir.  Hakeza yaşamını yitirenlere, yaralananlara yönelik soruşturma işlemi başlanılmaksızın, delil, bulgular toplanılıp incelenmeksizin kişilere örgüt üyesi, örgüt adına eylem yapan vb suçlamalar yöneltildiği gözlemlenmiştir. Yaşamını yitiren veya yaralanan kişi suçlu gösterilmeye çalışılarak yargılama yönlendirilmeye,  etkilenilmeye çalışılmıştır.  


Tedbirler geliştirilsin 
Uzun süren ceza soruşturma safhasında işlemlerin başkaca uzman adli kolluk birimince yürütülmesi gerekirken, çoğunlukla fail olan kolluk birimince yürütüldüğü gözlenmiştir. Yargılanmaları için üst düzey idari amirlerinin izin verilmediği kamu görevlilerinin, amirleri tarafından kovuşturma açılan nadir dosyalarda da cezanın hükmün açıklanmasının geri bırakılması, infazın ertelenmesi, adli para cezasına çevrilmesi gibi yöntemlerle çektirilmemesi halleri gözlemlenmiştir.


 Ülkemizde uzun yıllardır devam eden silahlı çatışma ortamı ve bu ortamın yarattığı hallerin sivil hayata sirayet eden tehlikeli etkilerine dikkat çekmeye çalıştığımız bu raporla amacımız, yaygın bir hal alan zırhlı araç çarpması vakalarının önlenmesine dair tedbirlerin geliştirilmesini sağlamaktır. Yaşam hakkının kutsal olduğuna inanan ve bunu her fırsatta ifade eden insan hakları savunucuları olarak bizler; yaşam hakkının tehdit altında olduğu her konu ve durumla ilgili, raporlama ve tespit çalışmalarımızı sürdürerek kamuoyunu bilgilendirmeye ve yaşam hakkına saygıyı korumaya ve geliştirmeye devam edeceğiz."

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.