Forbes: Erdoğan her cephede bir sonla karşı karşıya

Forbes: Erdoğan her cephede bir sonla karşı karşıya

ABD’de yayımlanan ekonomi dergisi Forbes’de Melik Kaylan imzalı makalede “Erdoğan’ın yaşadığı en zor durum” olarak nitelendirildi.

A+A-

Haber Merkezi - Dünyaca ünlü Forbes ekonomi dergisinde yayınlanan makale şu şekilde:

Suriye’nin kuzeyinde İdlib bölgesinde yaşanan gelişmeler Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, belki de 10 yıldan uzun süre önce devlet gücünü ele geçirdiğinden beri yaşadığı en zor duruma soktu.

 “Türkiye Erdoğan’ın güçlü adam pozlarına bir noktaya kadar katlanabilir”

Erdoğan tanklar, ağır silahlar, uzun menzilli füzeler, zırhlı araçlarla birlikte Türk ordusunu Suriye’ye yolladı. Ama Rusya hava kuvvetlerinin korumasından yoksunlar. Türkiye gibi uzun askeri tarihe sahip bir ülke, savaş şehitlerine, mülteci akınlarına, özgürlüklerin engellenmesine ve liderinin güçlü adam pozlarına bir noktaya kadar katlanabilir.

Katlanamayacağı şey ise bir yenilgi, özellikle de kendi başına karar verme gücünden yoksun medyanın halktan saklayamayacağı bir yenilgidir.

“Erdoğan yolun sonuna gelmiştir”

Ayrıca Suriye’deki Ankara destekli sünni cihatçıların yenilgisi, Kürtleri coğrafi olarak Türkiye’nin güney sınırında birleşme ve Türkiye sınırları içindeki Kürtlere destek verme konusunda rahatlatacaktır. Daha da kötü bir darbe. Dolayısıyla, Erdoğan yolun sonuna gelmiştir.

“Erdoğan’ın iki tarafa da blöf yapacak hali kalmadı”

Türk askerleri Rus hava saldırısından korumak için NATO’dan umutsuzca Patriot istiyor. NATO ve Batı’yı elinin tersiyle iten, cüretkar bir tavırla Rus füze bataryaları satın alan Erdoğan’ın her iki tarafa da blöf yapacak hali kalmamıştır.

Bu daha önce, Esad karşıtı isyancılara –Türkiye sınırından giren cihatçılara ve silahlara destek olması için Ankara tarafından silahlandırılan Suriye’deki Türkmen aşiretlere- arkadan saldırmak için Türk hava sahasını geçen bir Rus SU-24 avcı bombardıman uçağının Türk hava kuvvetleri tarafından vurulduğu 2015 yılında da yaşanmıştı.

Erdoğan o zaman NATO’dan Patriot füzeleri istedi. Ne NATO ne de ABD Erdoğan’ın daha fazla güçlenmesini ya da Rusya’yla NATO’nun sorumluluk alanının ötesine geçen bir çatışmaya girmesini istemediler. O dönemde füzeleri alamadı. Çok büyük ödünler vermediği sürece şimdi de füzeleri alacakmış gibi durmuyor.

“Her cephede bir sonla karşı karşıya”

Neler olabilir? Kısa vadeli ödünler ne olursa olsun (Moskova’nın S-400 füzelerinin iade edilmesi ve başlangıç olarak Rusya gaz hattının durdurulması) nihai amaç onun iktidardan uzaklaştırılması olacaktır. Dolayısıyla, her cephede bir sonla karşı karşıya.

Burada hesaplanamayan en büyük değişken Donald Trump’tır. Dürtüsel olarak Erdoğan’a yardım edebilir. Bir Türk muhabirden aldığımız doğrulanmamış son habere göre Patriot füzeleri NATO İncilik Hava Üssüne yerleştirilmiş bile. Eğer öyleyse bu sıkı pazarlıklardan sonra hiçbir yere varmayacak bir başlangıç jesti olabilir.

“Tarih, Erdoğan’ın ortadan silineceğine işaret ediyor”

Amerikan askerlerinin Ruslara karşı bir çatışmada onları ateşlemesi pek mümkün görünmüyor ve Türklerin bu konuda eğitilmesi de zaman alacaktır. Bunların kullanılması için diplomatik ön koşulların neler olduğunu –onları kullanmadan önce Erdoğan’ın ne tavizler vermesi gerektiğini- henüz bilmiyoruz. Kararı verecek olanın Trump mı, Pentagon mu yoksa NATO mu olduğunu da bilmiyoruz. Trump, özellikle her şeyin mercek altına alındığı seçim öncesi dönemde Ruslarla karşı karşıya gelmede zayıflık göstermenin uygun olmayacağını düşünebilir. Ama geçmişte Moskova karşıtı silahlar jestini yapmakla birlikte -örneğin Ukrayna’da- bunların konuşlandırılması için nihai anahtarı vermemişti. Tarih, Trump olmazsa Erdoğan’ın ortadan silineceğine işaret ediyor. Yine de olabilir.

Daha önce bu köşede Erdoğan’ın Rus yapımı hava savunma araçlarına merakının kendi ordusuna güvenmemesinden kaynaklanabileceğini yazmıştım. Sahte yargılamalarla başsız bıraktığı ordu, daha sonra Suriye’yle meşgul edildi. Donanma ona dokunamazdı ama hava kuvvetleri önemli bir sorun oluşturuyordu. Subayları Batı eğitimi almış ve Batı’nın demokratik değerlerini benimsemişti. Ordunun, şüphe uyandıracak kadar beceriksiz 2016 darbe girişimi esnasında Erdoğan kendi destekçilerini tanklar ve askerlere karşı harekete geçirdi ama kendi hava kuvvetlerinin yağmacı jetlerini durduramadı. Despotizme uzanan yolda Batı’nın kendisine destek olmayacağı sonucuna varmış ve dolayısıyla da isyancı pilotların kullandığı NATO yapımı jetler karşısında savunma olarak Rus füzelerine ihtiyacı olduğunu düşünmüş olabilir.

“Erdoğan’ın yeni Osmanlı taktikleri işe yaramayacak”

Moskova’nın S-400 füze sistemi, kaçınılmaz olarak, Türk hava kuvvetleri içinde Rus eğitmenler ve gözlemcilerin yanı sıra rakip bir NATO karşıtı subay blogu anlamına gelir. Ayrıca bu, Moskova’nın Türk ve dolayısıyla da NATO savaş uçaklarını nasıl vuracağını öğrenmesi demektir. Bu nedenle Washington Ankara’yla askeri işbirliğine son verdi.
Osmanlı’nın duraklama ve gerileme yıllarında Babıali, Büyük Güçleri –Çar, Kayser, Fransa, Britanya vb- birbirine düşürerek küresel etkisini korudu. Erdoğan, “yeni Osmanlı” hayallerinde müttefiklerle hokkabazlık yaparak benzer taktikleri kullanabileceğini sandı. Ama bu taktik onda işe yaramayacak.

“Kremlin’in, her şeye kafa tutan Erdoğan’la geçinmesi için bir neden yok”

Kızdırmaktan çok hoşlandığı Batı’nın, yalnızca Avrupa ile Ortadoğu kaosu arasına sınır koymak için bile olsa, NATO’nun Doğu kanadını korumaya ihtiyacı var. Avrupalılar Türkiye’ye ne olacağını bir noktaya kadar önemser. Ruslar ise hiç önemsemez. Onlara göre, Moskova yanlısı bir Türkiye iyidir. Ama istikrarsızlaştırılmış bir Türkiye de en az o kadar, belki daha da iyidir –Suriye’ye tehdit oluşturmayan, artık NATO kanadı olmayan bir Türkiye. Eğer hâlâ elde edilebilecek bir avantaj varsa, Putin içten içe yanan bir anlaşmazlığı asla sonlandırmaz. Şimdilik, Kremlin’in her şeye kafa tutan bir Erdoğan’la iyi geçinmesi için bir neden yoktur. Dolayısıyla, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın yeni yeni anlamaya başladığı gibi, Rusya seçeneği hiçbir zaman güvenli bir sığınak olmadı.

“NATO’nun son teklifi: Ya sessizce bırak ya da seni Rus ayısına teslim ederiz”

Artık Türkler, üstün liderlerinin Firavunumsu kaprisini anlamaya başladılar. Yeterince karmaşa ve çatışma gördüler. Medyanın dikkatle kotarılmış rejim yanlısı ciyaklaması her zamankinden daha temelsiz geliyor. NATO ona bir son teklif yapma durumunda: Ya sessizce bırak ya da seni Rus ayısına teslim ederiz.

“Senaryoyu değiştirebilecek tek olasılık var…”

Senaryoyu değiştirebilecek yalnızca tek bir olasılık var: ABD’in Rusya, Suriye ve İran’ı Ankara’nın sürdürdüğü kesintisiz bir çatışma bataklığına gömülmüş olarak görmek istemesi. Bu oldukça dolambaçsız bir stratejidir. Ankara, patriot hava savunmasını alır. Türkiye, Esad’ı devirmeye adanmış bir Suriye parçasını yönetmeye başlar. Ama bu tabloyu bulandıracak ve öngörülemez pek çok şey mevcuttur. Yardım aldıktan sonra Erdoğan’ın ofsayt dışında kalacağına güvenilebilir mi? Donald Trump’ın hesapları neler? Erdoğan’ı destekleyerek Putin’i kızdırmaya hazır mı? Herhangi bir jeostratejik kaygıyı önemsiyor mu? Daha bilgili danışmanlarını dinleyecek mi?

Kararı, felaketin eşiğindeki milyonların yazgısı bir yana, yıllar boyunca bölgenin güç dengelerini etkileyecektir.

A3 haber, Ayşen Tekşen

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler