Fırat'ın Doğusu: B Ve C Planı Ne?

Fırat'ın Doğusu: B Ve C Planı Ne?

"Fırat'ın doğusu için B ve C planı" açıklamalarını değerlendiren Yusuf Karataş: Erdoğan’ın Trump’tan Patriot füzeleri istediği ve BM toplantısında bu konuyu konuşacakları açıklamasını hatırlatmak gerekiyor.

A+A-

"Fırat'ın doğusu için B ve C planı" açıklamalarını değerlendiren Yusuf Karataş: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’tan Patriot füzeleri istediği ve BM toplantısında bu konuyu konuşacakları açıklamasını hatırlatmak gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üst üste yaptığı açıklamalarla yeniden gündeme gelen “Fırat’ın doğusuna operasyon” konusunu değerlendiren Evrensel gazetesi yazarı Yusuf Karataş, “Erdoğan iktidarının Fırat’ın doğusu konusunda ABD ile vardığı uzlaşmayı bozmak değil, bu uzlaşmadan olabildiğince kendi çıkarlarına hizmet edecek tavizler koparmak peşinde koştuğu” yorumunu yaptı.

Karataş’ın “Fırat’ın doğusunda B ve C planı!” başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:

ABD’nin böylesi bir ‘güvenli bölge’ konusundaki en büyük açmazı, Fırat’ın doğusunda Kürtlerin kazanımlarını önemli oranda geriletmeyi amaçlayan bu planı kabul etmesi halinde Kürtlerle iş birliğinin devamının zora girecek olmasıdır-ki, bu durumda Rusya ve Suriye yönetiminin devreye girmesi kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla Türkiye’yi kendi eksenine çekmek için belirli tavizler vermeye hazır olsa da Kürtlerle iş birliğine hem Suriye’nin geleceğinin belirlenmesi ve hem de İran’ın kuşatılması stratejisi için ihtiyaç duyan ABD’nin böylesi bir ‘güvenli bölge’yi kabul etmesi kolay görünmüyor.

Öte yandan İdlib’i cihatçılardan almak ve Fırat’ın doğusundaki anlaşmazlığı çözerek Suriye’de siyasi çözümün önündeki engelleri ortadan kaldırmak isteyen Rusya ve Suriye yönetiminin de uzun vadede ciddi sorunlar yaratabilecek olan Türkiye’nin etkisi altında yeni bir yerleşim bölgesi oluşturulması planını kabul etmeleri mümkün görünmüyor. Rusya, Suriye yönetimi ve İran’ın da her fırsatta dillendirdikleri çözüm, Kürtler ile rejim güçleri arasında bir uzlaşmanın gerçekleştirilmesi ve sınır bölgelerinin rejim güçlerine devredilmesidir.

Böylesi bir tabloda ABD ve Rusya’nın tutumları Türkiye’deki iktidara istediği hareket alanını oluşturmaktan çok uzak ve bu nedenle Türkiye’nin tek taraflı müdahale girişimlerinin ters tepmesi ihtimali yüksek. Ancak buna rağmen yapılan “2-3 hafta bekleyip harekete geçme”, “B ve C planını devreye sokma” açıklamaları olabildiğince ABD üzerinde baskı oluşturup tavizler koparmaya hizmet edebilir. Tam bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’tan Patriot füzeleri istediği ve BM toplantısında bu konuyu konuşacakları açıklamasını hatırlatmak gerekiyor. Bu açıklama Erdoğan iktidarının Fırat’ın doğusu konusunda ABD ile vardığı uzlaşmayı bozmak değil, bu uzlaşmadan olabildiğince kendi çıkarlarına hizmet edecek tavizler koparmak peşinde koştuğunu ortaya koyuyor.

Sonuç olarak yayılmacı emelleri büyük oranda emperyalistlerin bölge politikalarının taşeronluğuna bağlı olan ve bu emperyalistlerle karşı karşıya geldiği oranda sıkışan bir rejimin B ya da C planı, şu ya da bu emperyalist güce yedeklenme konusunda bir tercih yapmanın ötesine geçmiyor.

YAZININ TAMAMI

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.