Dengeleri bozacak seçenek: Kürtlerin Şam’la anlaşması

Dengeleri bozacak seçenek: Kürtlerin Şam’la anlaşması

Ahval Türkçe Fehim Taştekin ile bu hafta Suriye’nin ve bölgenin geleceğini konuştu

A+A-

Haber Merkezi- Suriye’nin ardından Lübnan ve Irak da karıştı. Tüm dünyada çürümüş yönetimlere karşı tepkiler artarken Ortadoğu da bu öfkeden payını alıyor elbette… Suriye’de ise tablo belirsizliğini sürdürüyor. Ateşkes sözde kalmış durumda, Amerika çekildiği bölgelere geri dönerken Suriye Ordusu da sınıra yerleşmeye devam ediyor. Suriye’de çatışmaların bir süre daha devam etmesi ardından sıranın İdlib’e gelmesi kaçınılmaz görünüyor.

Ahval Türkçe  Fehim Taştekin ile bu hafta Suriye’nin ve bölgenin geleceğini konuştu

“Suriye’de Erdoğan’ın önce ABD sonra Rusya ile sağladığı mutabakat Türkiye’nin genişleme emellerine fren yaptırdı ama sorunun kalıcı çözümüne oluşmasını önleyecek yeni bir denge de kurulmuş oldu. Türkiye, Kürtlerin Şam yönetimiyle olası müzakerelerini baltalayacak şekilde iki bölgedeki askeri varlığını kart olarak kullanıyor. Bu kart Moskova üzerinden Şam’a gösteriliyor. Türkiye’nin daha fazlasını yapma şansı şu koşullarda yok. Erdoğan dediği gibi Tel Ebyad’dan Kobani’ye doğru sarkarsa ABD’de Temsilciler Meclisi’nde onaylanan yaptırım paketi anında Senato’dan geçer. Erdoğan bunu göze alacak durumda değil.

Aynı fren Rusya tarafında da devrede. Beri tarafta ABD çekildikten sonra Suriye’ye geri dönüşüne petrol kulpu taktı. Elbette bu, Trump’ın Kongre’yi atlatma manevrası olarak görülebilir. Ama bunun sahaya yansıması daha önemli. Petrol bağıyla Kürtlere “Şam ve Rusya ile anlaşmaya yanaşma” deniliyor. Kürtler buna bel bağlayabilir mi? Trump’ın yarın ne yapacağı belli olmadığı için buna bel bağlayamazlar.

O yüzden tekrar Suriye Demokratik Meclisi, Şam’a müzakere çağrısı yaptı. Suriye yönetimi de geçen hafta dikkat çekici tekliflerde bulunmuştu. Diyalog süreci yavaş işliyor. Sanırım kararlı bir süreçten önce Suriye ordusunun bölgeye intikalinin tamamlanması ve Kürtlerin Amerikalılarla ne yapacağına karar vermeleri bekleniyor. Yine de şunu söylemek mümkün: Suriye ordusu bölgenin kontrolünü sağlamak için Suriye Demokratik Güçleri’ne ihtiyaç duyuyor. Siyasi garantiler verilir de bu birliktelik sağlanırsa sahadaki durum Türkiye aleyhine hızlıca değişir. O vakit sıra Fırat’ın batısına da gelir. 

İran etsine karşı tabandan gelen öfke büyüyor...

Irak ve Lübnan’da hizmet üretmeyen, ülkeyi yönetemeyen ve yolsuzluğa bağışıklık kazanmış düzene karşı kitlelerin öfkesi sokaklara taşıyor. Son derece haklı ve objektif gerekçelere dayanan bu öfke bir yanıyla İran ve bağlantılı unsurlarına da çarpıyor. Elbette iki ülkenin farklı siyasal tarihleri ve dengeleri var. Ama Lübnan 1943’ten beri, Irak 2003’ten beri mezhep dengeleri üzerine oturtulmuş siyasal bölüşüm sistemiyle benzeşiyorlar. Bu sistem Lübnan’da iç savaşın tekrarını önlemek için kurgulandı ama pratikte ülkeyi ne öldüren ne de ayağı kaldıran tarzda bir bitkisel hayat dayatıyor. Bunu değiştirmeye kalkışan olursa herkes derebeyliğini koruduğu kendi sokağına geri dönüyor. Irak da 2003’ten beri bu yolda ilerliyor. Buna öfke var. Ama kim nasıl değiştirecek? Irak’ta bir tarafta ABD ve Suudi Arabistan diğer tarafta İran nüfuz araçlarını kullanıyor. 

Lübnan’da ‘direniş güçleri’nin arkasında Suriye ve İran olageldi. Bunlar sadece Hizbullah’la sınırlı değil. Hizbullah’ın Hıristiyan, laik Şii ve Sünni ortakları var. Karşısında arkasını Suudiler, Fransızlar ve Amerikalılara dayamış 14 Mart Bloku var. Hükümet kurulması birbirine diş bileyen bu güçlerin masaya oturmasına bağlı. Sistem başka türlü bir oluşuma izin vermiyor. Bu görünüşte istikrarın garantisi ama bu sistemde herkes kendi kotasını doldururken kesinlikle yolsuzlukla mücadele etmek mümkün değil. 
Yolsuzluk soruşturması olunca mesele hemen Şii-Sünni ya da Müslüman–Hıristiyan kavgasına çekiliyor. Irak’ta da mezhebi ortaklığa rağmen gerek Iraklılık gerek Araplık kimliğinin etkisiyle Fars’ın müdahalesine bir direnç gelişiyor. İran'ın özellikle Şiilerin kutsal kentlerinde protesto edilmesi çok önemli. Oturtulan mezhepçi sistem dış müdahaleye imkân veriyor. Lübnan ve Irak siyasetini dizayn eden yabancı ellerin sorumlu davranıp çekilmesi lazım.”

Kaynak: Ahval

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.