Başarısız darbe girişimi; Erdoğan daha güçlü konuma gelecek

Başarısız darbe girişimi; Erdoğan daha güçlü konuma gelecek

PAK: Askeri ve "Sivil" Her Türlü Darbeye Hayır

A+A-

15 Temmuz 2016 de  Türkiye'de Darbe girişimi yapan cunta, "Türk Silahlı Kuvvetleri" (TSK) adıyla yaptığı açıklamada,"Cumhurbaşkanı gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde; Yurtta Sulh Konseyi ülke yönetimine el koydu!" dendi.

Cuntadan yapılan  açıklama şöyle:

Türk Silahlı Kuvvetleri, anayasal düzenin, demokrasinin, insani hak ve özgürlüklerinin tekrar temin ve tesis, ülkede hukukun üstünlüğünün yeniden hakim kılınması, bozulan asayış düzeninin tekrar sağlanması maksadıyla ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur.

Tüm uluslararası anlaşmalarımız ve taahhütlerimiz eçerliliğini korumaktadır. Tüm dünya ülkeleri ile iyi ilişkilerimizin devam edeceğini temenni ederiz.

 

Economist: Erdoğan daha güçlü konuma gelecek

Cuma gece saatlerinde İstanbul'daki köprülerin kapatılmasıyla başlayan gelişmelerin, Türklerin yaşlı kuşağının bildiği ama unutulan bir olaya 'darbe girişimi'ne işaret ettiğine dikkat çeken dergi, başta iyi organize olmuş gibi görünen darbecilerin ordu içinde bir azınlık olduğunun ortaya çıktığını kaydetti.

Başarılı bir darbe için öncelikli koşulun hızla kontrolü sağlamak olduğunu ama darbecilerin bunu başaramadıklarını vurgulayan Economist, bir yandan eski siyasetçiler ve muhalefet liderlerinin diğer yandan da emekli askerlerlerin darbeye karşı çıktıklarını hatırlattı.

''Batı da, başta ABD Başkanı Barack Obama ve Almanya Başbakanı Angela Merkel olmak üzere Türkiye'nin seçilmiş ama 'defolu' cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında yer aldı'' diyor dergi.

Darbecilerin klasik bir şekilde, 'cumhurbaşkanının deniz kenarında tatilde olduğu bir anda' harekete geçtiklerini hatırlatan Economist, Erdoğan'ın halka ancak video iletişim uygulaması Face Time aracılığıyla ve CNN Türk üzerinden ulaşabildiğine dikkat çekti.

Economist, destekçilerinin Erdoğan'ın çağrısına uyarak meydanları doldurduklarını, camilerden müezzinlerin de insanları protestoya çağırdıklarını belirtirken, helikopterlerin sivil halka ateş açtığını, TBMM'nin ve Boğaz Köprüsü'nün de saldırıya uğradığını, kan döküldüğünü aktardı.

havaalanında izledi.

Economist analizinde özetle şu görüşlere yer verdi:

''Türkiye'nin toplumsal ve siyasal ayrışması; hükümet karşıtı protestoların ve üç bakanın istifasına neden olan yolsuzluk skandalının ortaya çıktığı 2013'ten bu yana artıyor. Erdoğan ve yandaşları Gülencileri hem protestolardan hem de rüşvet skandalından sorumlu tutuyor.''

"Suriye savaşı Türkiye'ye sıçrarken, son 12 ayda meydana gelen terör saldırıları dalgası kriz havasını da ağırlaştırdı. Bunların son halkasında İstanbul Atatürk Havalimanı'nı hedef alan saldırıda 45 kişi hayatını kaybetti. Kürt militanlarla savaş da yeniden alevlendi.

"Ama bu gergin iklimde bile çok az Türk 1960'tan sonra bir salgına dönüşen darbelerin yeniden gündemde olacağını düşünebilirdi. Erdoğan'ın AK Partisi 2002'den bu yana seçimlerde oyların aşağı yukarı yarısını alabildi. 2000'lerde Gülencilerin öncülüğünde Erdoğan'ın yardımıyla açılan ve üst düzey askerleri hedef alan darbe girişimi davalarıyla ordunun etkinliği kırılmıştı. Son dönemde, daha milliyetçi bir çizgiye kayınca Erdoğan generalleri tahliye etmeye başladı ve orduyla ilişkileri yeniden kurdu. Belki de savaşın güneydoğuya dönmesi orduya da hükümetin işleyişinde yeniden etkin olabileceği izlenimi vermişti.

"Başarısız olsa da olmasa da, bu darbe girişiminin Türk demokrasisi için çok ciddi sonuçları olacak. Eğer Erdoğan darbeyi atlatırsa daha güçlü bir konuma gelecek ve içerideki muhaliflerini ezmek için daha daha kararlı olacak. Kendine siyasi güç sağlayacak anayasa değişikliğiyle icracı başkanlık niyeti daha da güçlenecek. Devrilirse darbecilere karşı direniş sadece Erdoğan'ın destekçilerinden değil, giderek artan otoriter yönetiminden daha kötüsünün generaller tarafından yönetilmek olacağını düşünenlerden de gelecek. Daha fazla kan dökülme riski var.''

-------------------------------------------------------

PAK: Askeri ve "Sivil" Her Türlü Darbeye Hayır

Askeri darbelerin en büyük mağduru hep Kürdistan halkı ve Türkiye özgürlük ve demokrasi güçleri olmuştur. Bu nedenle de tartışmasız elbette ki askeri darbeye hayır diyoruz.

Ankara ve İstanbul merkezli bir askeri darbe girişimi yaşanmıştır.

Bu darbe girişimi basarilı olsaydı eğer, daha önceki darbelerden farklı bir yönetim getirmeyeceği açıktır. Ama girişimin ordu içindeki bir grubun girişimi olduğu görülmektedir.

Mevcut iktidarın uygulamaları Kürtleri ve Kürdistan gerçekliğini yok sayan ve gittikçe daha da saldırganlaşan bir zemindedir.Askeri darbe girişiminin bunu da aratacak bir anlayışa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Geçmişteki askeri darbe yönetimlerinin halkımıza yaşattığı acı tecrübeler hala beleklerde yerini korumaktadır.

Ama elbette askeri darbeye hayır derken, kapsamlı bir "sivil darbe"ye de hayır diyoruz.

Kürdistan halkı ve Türkiye'deki özgürlük ve demokrasi güçleri olarak yeni bir saldırı planına ve özgürlük mücadelemizi tasfiyeye yönelik her türlü senaryo ve girişime karşı uyanık olmalıyız.

Bugün askeri ya da sivil darbelere karşı Kürdistan halkının en geniş siyasal ve sivil güçlerinin ulusal demokratik bir program etrafında birlik ve omuz omuza verme günüdür.

16.07.2016

PAK Basın ve İletişim Bürosu

PSK:Ülkede askeri darbenin hiçbir sorunu çözmesi mümkün değil

Bugün (15.07.2016 tarihinde) geç saatlerde ordu içinde bir gurubun askeri darbe girişiminde bulunduğu bildirildi.

Tarihi askeri darbelerle karartılmış bir ülkede askeri darbenin hiçbir sorunu çözmesi mümkün değil.

Siyasi sistemden kaynaklı sorunların çözümü siyasi zeminde, demokrasi içinde aranmalıdır.

Biz PSK olarak her türlü askeri darbe girişimini reddediyoruz, ülkenin demokratikleşme sürecine bir müdahale olarak kabul ediyoruz.

Halkımızı her türlü provakatif girişime karşı uyanık ve duyarlı olmaya çağırıyoruz.

15. Temmuz 2016 Kürdistan Sosyalist Partisi -PSK

 

Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Refik Karakoç: Darbelere hayır!

Bu ülkenin iktidarında kim olursa olsun, seçimle gelen, seçimle gitmeli. Mesele Tayyip Erdoğan ve AK Parti meselesi değildir. Demokrasi ve özgürlükler meselesidir. Bu ülke darbelerden çok çekti. İnsanların özgürlüğü engellendi ve ağır bedeller ödendi.

Terörizmi, iç karışıklığı giderecek olan, güçlü bir demokrasi ve insan haklarının güçlendirilmesidir. Partimiz HAK-PAR'ın bu konuda tavrı nettir. Darbelere hayır!

 

HDP Her koşulda ve ilkesel olarak her tür darbeye karşıdır.

"Türkiye’nin içinden geçtiği bu zorlu ve kritik dönemde, gerekçesi ne olursa olsun hiç kimse kendini halkın iradesi yerine koymamalıdır.

HDP, her koşulda ve ilkesel olarak her tür darbeye karşıdır.

Türkiye’nin acilen çoğulcu ve özgürlükçü bir demokrasiye, iç ve dış barışa, evrensel demokratik değerlere ve sözleşmelere uyum ihtiyacı vardır. Demokratik siyasete sahip çıkmak dışında bir yol yoktur."


 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.